gör
Gümüşhane
Santa Harabeleri
Santa Harabeleri, Gümüşhane kent merkezine 90 km uzaklıkta, Dumanlı Köyü’nde iki vadi üzerinde yer alıyor. İlk yerleşimlerin Orta Çağ’da başladığı Santa, doğal ve tarihi güzellikleriyle eski bir Rum yerleşimi. 19. yüzyıl’da en parlak dönemini yaşayan bu bölgede o zamanlar beş bin kişi yaşıyordu.
Yedi mahalle ve 300’ü aşkın yapıdan oluşan bu yerleşim alanındaki bazı mahallelerde birer kilise var. Binatlı, Terzili, Zurnacili, Piştovlu, İşhanlı, Çinganlı ve Çakallı, bölgede yer alan önemli mahallelerden.
Satala Antik Kenti
Kelkit ilçesinde bulunan harabelerin olduğu yörede 15. Legio Apollinaris armalı tuğla parçaları bulunmuş. Bizans tarihçisi Prokopius, şehrin tepelerle çevrili bir ovada kurulduğunu yazar. İmparatorluk döneminde Latin kültür merkezi olan Satala, Roma lejyon kampı çevresinde kurulmuş ve zamanla gelişmiş. İmparator Justinianus döneminde surların onarıldığı biliniyor. Bu bölgede günümüze kadar sağlam kalabilen ve görülebilecek yerler Satala Kalesi, su kemerleri ve diğer kent kalıntıları.
Krom Vadisi
Krom Vadisi, Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği bir bölge. İçinde 57 manastır ve kilise barındıran vadide 300 yıllık tarihi yapılar bulunur. Osmanlı Devleti’nin yörede yaşayan halka tanıdığı hoşgörü bu bölgede bulunan insanların dini mekanlarına sahip çıkmasına vesile olmuş ve bu tarihi yapılar günümüze kadar ayakta kalabilmiş. 1461 yılındaki Trabzon’un fethiyle başlayan bu süreç günümüze kadar gelmiş. Bugün ayakta olan kiliselerin çoğu da o dönemde inşa edilmiş.
Kov Kalesi
Kov Kalesi, Gümüşhane il merkezindeki Esenyurt Köyü sınırları içerinde yer alıyor. Yöreye hakim bir tepecik üzerine inşa edilen kalenin, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşan ve yaklaşık 1,5 m kalınlığındaki kale surları sağlamlığını koruyor. Dikdörtgen planlı kale, burçlarla desteklenmiş ve moloz taşlarından inşa edilmiş. Ayrıca bu yörede antik bir kentin varlığı da tahmin ediliyor. Üzerinde bulunduğu kaya kütlesi ile adeta bütünleşen kale görülmeye değer bir tarihi yapı.
Torul İnkılap Köyü Kalecik Kalesi
Torul ilçesi Kalecik-Işık Köyü sınırlarında yer alan Kalecik Kalesi, üstten köy yolu, altta ise dere ile sınırlandırılmış. Yöreye hâkim kayalıkların oluşturduğu bir tepe üzerine inşa edilmiş kalede, duvar örgülerinde yer alan ahşap hatıllar dikkat çekiyor . Kale ve kalenin uzantısı şeklindeki duvarlar (istinat duvarları) moloz taş işçiliğinin örneği.
Sultan Süleyman Han Camii
Eski Gümüşhane’deki Süleymaniye Mahallesi’nde yer alan cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat seferi sırasında verdiği bir emir üzerine yapılmış. Cami, günümüze kadar birçok onarım geçirmiş. Dikdörtgen planlı yapı, mihrap önüne dikey uzanan üç neften meydana gelmiş. Neftler altı ahşap direk üzerine çatı ile örtülü. Caminin tek şerefeli olan minaresi kalın silindirik bir gövdeye sahip. Caminin minaresi orijinal olan ve dokunulmayan tek kısmı.
Kabaköy Ayasofya Camii
Türkiye’de Ayasofya Kilisesi adındaki dokuz kiliseden biri olan ve camiye dönüştürülen Kabaköy Ayasofya Camii, önceleri kilise olarak kullanılmış. Caminin güney duvarlarında daire içine alınmış kolları eşit iki adet Yunan haçı çizilmiş taş bulunuyor. Beşik çatı şeklinde düzenlenen yapının çatısı sac kaplı. Yapının kuzeydoğusunda eski eser tescilli bir çeşme bulunuyor. 19. yüzyılda yapıldığı belirtilen çeşme, cam mozaik ile kaplanmış.
İmera Manastır Kilisesi
Kilise, Olucak (İmera) Köyü sınırları içerisinde, il merkezine yaklaşık 36 km mesafede. Kaynaklarda, yapının 1740 yılında yapıldığı, etrafının yüksek duvarlarla çevrili olduğu, ikamet mekânlarının 1827 yılında yapıldığı yazılı. Üzerindeki kitabeden manastırın 1859 tarihinde Baş Rahibe Roxane tarafından yenilendiği anlaşılıyor. Yapı, kesme taş, moloz taş malzemeli ve yığma olarak inşa edilmiş. Güney cephede yer alan pencerelerin alınlıkları sivri kemerli olup sağdaki alınlıkta melek motifi ile çift başlı kartal motifi işlenmiş.
Meryemana (Panagia Theotokos) Manastırı
Meryemana Manastır’ı, Torul ilçesindeki Büyükçit Köyü Vadisi’nde Çit Deresi’nin sol tarafındaki yamaç üzerinde konumlanıyor. Manastır, yüksek duvarlarla çevrili avlunun içinde yer alıyor. Manastırın inşa edildiği tarihle ilgili kaynaklarda iki farklı görüş var. Birinci kaynak, manastırın 890 yılında; diğer kaynak ise 900 yılında Theotokos Meryem adına, üç keşiş tarafından kurulduğunu belirtir. 1830 yılında ikinci kez inşa edilen kilise, 1870’lerde okul olarak kullanılmış ve 19. yüzyılda, Trabzon Komnenos Krallığı döneminde onarılmış.
Aydınlar Kilisesi
Torul ilçesindeki Atalar Köyü’nde bulunan kilise, merkeze 27 kilometre mesafede. Duvarları düzgün kesme taştan ve moloz taştan yapılmış, üzeri ise beşik çatılı olarak inşa edilen kilise, günümüze kadar sağlam bir vaziyette gelmiş. Kilisenin tavanında ve duvarlarında fresk tekniğinde resimler yer alır. Sütunları birbirine bağlayan orijinal gergiler halen görülebilir.
Hutura Hagios Manastır Kilisesi
Köyün girişinde meyilli arazinin düzeltilmesi sonucu elde edilen alan üzerine kurulmuş manastır, kilise, şapel ve diğer yapılardan oluşur ve zamanımıza oldukça harap şekilde ulaşmıştır.
Kiliseyi; 14. yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos yaptırmış. Kilise, 1509’larda Keşiş Ananias, 1624’te Georgios Stratilatis tarafından onarılmış. Ayrıca kilisenin Sultan ll. Abdülhamit döneminde (1876-1909) yeniden onarıldığını gösteren yazıtı mevcut.
Görülecek Diğer Kiliseler
Gümüşhane sınırları içinde günümüze büyük oranda korunarak ulaşmış olmasa da görülebilecek çok sayıda kilise var: St. Theodoros Kilisesi, Hagios Georgios Metropolitik Kilise, Hagios lonies Manastır Kilisesi, Hagios Stephanos Kilisesi, Hagios Theodoros Kilisesi, Meryemana Kilisesi, Sihanandon Mahallesi Kilisesi.
Karaca Mağarası
Karakterli volkaniklerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme olanağı bulan ve fosil bir mağara olan Karaca Mağarası, mağara değil adeta yeraltı sarayı durumunda. Denizden 1550 m yükseklikteki bu yeraltı sarayı; çok çeşitli renklerde sarkıtlar, dikitler, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, sütunlar, mağara gülleri görünümü ve seyirleri ile büyüleyici bir nitelikte. Bu yeraltı sarayı, yatay yönde gelişme göstererek elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiş. Giriş noktasından en uç nokta arası 105 m olan yeraltı sarayı, mağaranın tavan yüksekliği 18 m, toplam iç alanı ise 1.500 m3.
Mağara, doğal klima özelliği ile havası ziyaretçilerine, özellikle astımlılara rahat bir atmosfer sunarak sağlık yönünden de fayda sağlıyor.
Gümüşhane Konakları
Gümüşhane konakları; geniş bahçe içerisinde üç katlı olarak inşa edilmiş. Konakların dış cephesi coğrafi şartlara, içi ise pratik kullanıma göre şekillendirilmiş. Yapı malzemesi olarak yöreye has taş ve ahşap malzemeler kullanılmış. Bütün unsurlarıyla tarih kokan bu konaklardan bazıları günümüze kadar ulaşabilmiş. Balyemez, Hasan Fehmi Ataç ve Zeki Kadirbeyoğlu konakları, restore edilen konaklardan bazıları.
Gümüşhane konakları; ihtişamlı görünümleri ve tarihe ışık tutan mimarileriyle geçmiş ve şimdi arasında bir köprü görevi görüyor. Türk konut mimarisinin bir parçası olan konakların mimarisinde, doğal şartların olduğu kadar inanç, örf, adet, gelenek, kültür gibi sosyal şartların da etkileri görülüyor. Bu özellikleriyle, bir devrin yaşam felsefesini kulaklarımıza fısıldıyor.
Sarıçiçek Köy Odaları
Köy merkezinde birbirine 40-50 metre kadar uzaklıkta bulunan ve ölçüleri de çok birbirine benzeyen odaların süslemeleri ilk yapıldığı günün özelliklerini halen koruyor. Odalar, sedir, tavan, dolap, ocak ve kahve köşkü gibi iç düzenlemeleriyle dikkat çekiyor. Odaların tavan ve dekorasyonunda çevrede bol bulunan sarıçam ağacı geniş ölçüde kullanılmış. Her iki odada süslemelerin tamamı aşırı üsluplaşmaya uğramış kıvrık dal ve şematik bitki motiflerinden barok ve rokoko tarzında yapılmış.
Süleymaniye Mahallesi (Eski Gümüşhane)
Şehir merkezinin dört km güneybatısında bulunan Süleymaniye Mahallesi, Eski Gümüşhane olarak biliniyor. Gümüş ve altın madenlerinin zenginliğinden ve Tarihi İpek Yolu üzerindeki konumundan dolayı tarih boyunca önemini hiç kaybetmemiş. Bölgede Asurlular, Urartular, Medler, Pers Krallığı, Mekodonlar, Pontus Krallığı, Roma İmparatorluğu, Emeviler, Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu hüküm sürmüş. Yerleşim, Türklerin hâkimiyetine Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon-Pontus Rum Devleti’nin varlığına son verdiği 1461 yılında geçmiş.